hz. isa'nın annesi. kuran'da adı doğrudan telaffuz edilen tek kadın.
meryem'in doğumu da neredeyse oğlu kadar mucizevidir. meryem'in babası imran ve annesi hanne'nin yıllarca çocuğu olmamıştır. en sonunda dağa çıkan imran kırk gün kırk gece dua ederek, allah'tan bir evlat ister ve doğduğu zaman onu tapınağa vereceğine dair yemin eder. ve böylece hanne hamile kalır. bebek, oğlan doğması beklenirken kız doğar. yine de meryem tapınağa verilir. annesi ve babası çok küçükken, bebek olduğu da söylenir, öldüğü için onu
hz. zekeriyya himayesine alır.
meryem tapınakta büyür ve hatta eğitimin bir parçası olarak çok uzun bir perde ya da bir örtü (bunu tam olarak bilmiyorum ne kadar araştırsam da bulamadım) dikmesi ve o bitince tapınaktan çıkabileceği söylenir. aylarca falan onu diker. ve o sırada, verilen görevi bitirmek için kapalı olduğu dönemde cebrail gelir ve ona bir oğlan doğuracağını müjdeler. aynı sıralarda da meryem, marangoz olan yusuf ile nişanlandırılır.
tabii hamile olduğu ortaya çıkınca epey tepki toplar çünkü iffetiyle bilinen bir kadındır. halk bunun suçlusu olarak
hz. zekeriyya'yı görür ve adamın peşine düşerler. hz. zekeriyya öfkeli kalabalıktan korunmak için bir ağaç kovuğunun içine girer ancak birisinin dışarı taşan cübbesinin eteğini görmesiyle ağaç testere ile ortadan ikiye kesilir ve zekeriyya da orada feci bir şekilde can verir.
bu arada meryem'in hamileliği duyulduktan sonra, ki meryem herkese allah'ın buyruğu ile hamile kaldığını anlatmaya çalışmaktadır, yusuf ile evlenir. fakat toplum tarafından dışlanmaya devam eder.
isa doğduktan sonra hindistan'dan üç tane müneccim gelir. hindistan'dan üç tane adamın ne işi vardır israil'de? şöyle ki bu adamlar astroloji sayesinde mesih'in doğacağı zamanı bilirler ve gökyüzündeki olaylardan onun doğduğunu öğrenip hediye getirmek için tee oralardan gelirler. ve dönemin kralına, mesih'in doğduğunu ve onu tahtından edeceğini söylerler. böylece kral ülkedeki yeni doğan bütün bebekleri katletmeye başlar. bu yüzden de meryem ile yusuf mısır'a kaçarlar.
isa herhalde bir yirmi, yirmi beş yılını çölde geçirir. belki daha fazla. koyun gütmesi oradan gelme bir olay olsa gerek. daha sonra israil'e dönerler ve orada kendisine peygamberliği ilan edilir ve sonra öldürülür.
oğlunun ölümünden sonra meryem bir on dört yıl daha yaşar. kaç yaşında öldüğü şaibeli olduğu gibi mezarı da bilinmez. son yıllarını selçuk'taki, efes kentinde geçirdiği tahmin edilmekte olup orada bir de evi vardır ki, evi gerçekten de görülmeye değer. iki tane odadan oluşsa da olduğu yer gerçekten çok güzel bir yer.
meryem kutsal bir kadın olmakla beraber allah'ın elçilik görevi vermediği ama iletişim kurduğu bir kadın olarak kadın peygamber sınıfına girmekte. onlardan birisi de
hz. musa'nın annesi. meryem'in de musa'nın soyundan geldiği söylenmekte.
bir de hz. musa'nın, meryem adında bir kız kardeşi vardır ki o meryem'le, bu meryem ara ara karıştırılabiliyor.
bu arada meryem'in bakireliği hristiyan alemini bölen unsurlardan birisi. şöyle ki katolikler, meryem'in bekaretinin, isa'nın doğumuyla dahi bozulmadığına ve bakire bir şekilde cennete gittiğine inanmaktadırlar. herhalde mecazi anlam olarak inanıyorlar buna. öbür türlü inanmak saçma kadın evli çünkü. off katolikleri anlamakta her zaman zorlanırım zaten, neye neden inandıkları çok karmaşık oluyor. neyse, protestanlar ise bu kutsal bekaret mevzusunu abartı bulup böyle bir şeye inanmamaktadırlar. protestanlar daha mantıklı adamlar, kesinlikle.
nam-ı diğer adları; meryem ana, bakire meryem, madonna, mary, virgin mary, ha bi de katolikler'den duyduğum, allah'ın annesi. (bu da mecaziymiş!)
bu arada bu kutsal bakirelik, teslis inancı, işte allah'ın annesi mevzuları da pagan dinlerden kalma. sümerler'in mitolojisinde de vardır böyle bir kutsal tanrıça ve doğan bir tanrı, mısırlılar'ın mitolojisinde de. hatta eminim hint mitolojisi'nde de vardır, gerçi araştırmadım ama buna benzer bir hikayeye denk gelmiştim diye anımsıyorum.